Dünyanın en zengin şirketlerini sorsak ilk olarak Apple, Amazon, Alphabet ve diğer öne çıkan markaları sayarsınız değil mi? Peki tüm bunların üstünde, dünyaya sahip bir şirket var desem ne derdiniz? Üstelik çoğunuzun bu şirketi daha önce hiç duymadığına ki videoyu izleyene kadar benim de en ufak bir fikrim bulunmuyordu, o kadar eminim ki. Karşınızda Haziran 2021 itibariyle yönetimi altındaki 9 trilyon dolarlık varlığa sahip dünyanın en etkili finans şirketi BlackRock.

BlackRock, 1988 yılında, “Washington, DC ve Wall Street arasında fiili bir aracı ve linççi” olarak tanımlanan Larry Fink adında çok iyi bağlantıları olan bir milyarder tarafından kuruldu. Bugün firma, 30 ülkede 70 ofisi ve 100 ülkedeki müşterileriyle dünya çapında faaliyet göstermektedir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi BlackRock geçtiğimiz haziran itibariyle 9 trilyon dolarlık varlığa sahip ve bu varlık onu ABD ve Çin haricindeki tüm dünya ülkelerinin gayri safi yurtiçi hasılatından daha fazlasını yöneten firma haline getiriyor.

Ayrıca BlackRock, en az 21,6 trilyon dolarlık varlıkları denetleyen devasa bir teknoloji platformu olan Aladdin'i de yönetiyor. Aladdin, BlackRock'un milyonlarca işlemi izlemek ve risk analizi yapmak için müşterilerinin portföylerini günde 24 saat analiz etmek için kullandığı 5.000 bilgisayardan oluşan bir ağ. Bu ağ yatırım yönetimi endüstrisindeki birçok büyük oyuncu için “merkezi sinir sistemi” olarak kabul görüyor. Peki firma nasıl bu kadar güçlendi?

2008 Krizinin Kurtarcısı

Sadece 33 yılda, BlackRock sıfırdan dünyanın en büyük ve en güvenilir varlık yöneticisi ve dünyanın sahibi olan şirket haline geldi. Firma aynı zamanda Washington DC'de giderek daha etkili bir Wall Street oyuncusu ve finans ile siyaset arasında dönen bir kapı haline geldi. Şirket o kadar güçlü ki bugün, BlackRock liderlerinden en az üçü, Başkan Joe Biden'ın kabinesinde önemli roller üstleniyor.

Federal rezerv programlarına katılımı göz önüne alındığında, Bloomberg BlackRock'u “dördüncü hükümet şubemiz” olarak adlandırıyor.

Peki bu yolculuktaki büyük zıplama neydi? Tahmin edin bakalım, 2008'deki mali çöküşte, felaket sonrası bir analiz yapmak ve ortalığı temizlemek için ABD hükümetini göreve çağıran; Bear Stearns, AIG, Fannie Mae, Freddie Mac gibi batamayacak kadar büyük Wall Street devlerini kurtardı? Evet, BlackRock. Firma, suyun dibinde sessizce ilerlerken, en ufak rekabetçi ihale olmadan kilit hükümet sözleşmelerini havada kaptı.

Başka bir deyişle, Larry Fink ve şirketi, Washington'un Wall Street'i kurtarmasının yöneticisi olarak işe alındı. Sonunda da BlackRock, kurtarmaya yardım ettikleri aynı bankaların en büyük hissedarlarından biri haline geldi.

Yine bir soru: Peki 2020'de ABD'nin para basıcısı Federal Rezerv, şirket tahvilleri satın alma planlarını yönetmek için kimi işe aldı? (Temel olarak, çok fazla borcu olan veya borç para alması gereken şirketleri kurtarıyorlardı). Yine doğru cevap, ilk adres tabii ki BlackRock oldu. Üstelik BlackRock'un kurtarmaya yardım ettiği şirketler, en büyük hisselere sahip oldukları şirketlerle aynı şirketlerdi.

Ayrıca firma kendine yeni sektörler yaratabilecek kadar büyük. Zira The Wall Street Journal'ın bir raporuna göre BlackRock, şirket müstakil evler satın almak ve bunları kiralık mülklere dönüştürmek için 6 milyar dolar harcadı. Çoğu durumda, BlackRock satıcıların istediği fiyatın üzerinde bile daha fazla para ödeyerek orta sınıfın ev sahibi olma hayalini öldürdü.

Bugün, BlackRock'un müşterileri arasında sıradan sıradan insanların emeklilik hesapları var. Bunun yanında müşterileri olarak devlet varlık fonları, diğer merkez bankaları, kolej vakıfları, "Fortune 500 şirketleri" ve milyonlarca bireysel yatırımcı da bulunuyor. BlackRock ayrıca Apple, Microsoft, Facebook ve hatta Wells Fargo ve Chase gibi diğer büyük bankalar dahil olmak üzere en büyük teknoloji hisselerinin çoğunun en büyük hissedarlarından biri.

Aşağıdaki videoda Jack Tran BlackRock'un zirveye giden yolculuğunu anlatıyor.