Elektrikli otomobiller dahil pek çok teknolojik ürünün ihtiyacında ve üretiminde yaşanan artış, bu ürünlerin yapımı için gereken diğer ürün ve hammaddelerin üretim ve ihtiyacında da doğal bir artışa sebep oluyor.
Bu hammaddelerin kuşkusuz en önemlilerinden birisi olan kobalt madeni, elektrikli otomobil, cep telefonu, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi pek çok teknolojik ürünün bataryalarının yapımında kullanılıyor. Kobalt açısından en zengin olan ülke ise Kongo Demokratik Cumhuriyeti.

Dünya genelinde üretilen kobaltın yaklaşık yüzde 60'ını tek başına sağlayan Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), bunun yararlarını gördüğü kadar yarattığı kötü sonuçlarıyla da yüzleşiyor.
Sağlık tehlikede, yoksulluk bitmiyor
19. yüzyılda özellikle Amerika'nın bazı bölgelerinde altın bulunduğu söylentilerinin ardından ilgili bölgelere bir 'altın hücumu' yaşanmış, kimileri gerçekten de bu durumdan faydalanarak oldukça zengin olmuştu. Bu örneğe rağmen bugün KDC'nin yoksulluk çeken bölgelerinde bulunan devasa kobalt rezervlerinin bölge sakinlerini yoksulluktan kurtardığını söylemek oldukça güç.
Yalnızca halkın ekonomisine gözle görülür bir etki edememekle kalmayan kobalt madenciliği, hem çevreye olumsuz etkide bulunuyor hem de yoğun maruz kalma durumlarında madencileri ağır hastalıklarla karşı karşıya bırakarak çoğu durumda ölümlere yol açıyor.

KDC'nin kobalt madenciliği konusunda eksik kalan yaptırım ve yasaları, hayatlarını bu uğurda riske eden madencilerin yetkililer ve tüccarlar tarafından sömürülmesine sebep olurken; The New Yorker'a konuşan bir madenci, kobaltın değeri artmaya devam ederken bile aylık 25 dolarlık kirasını ödemekte zorlandığını ve tek alternatifin büyük bir şirketin madeninde çok daha az parayla çalışmak olduğunu söyledi.
Bir diğer sorun çocuk işçilik
KDC'deki kobalt madenciliğinin karanlık yüzünde yaşanılanlar bunlarla da bitmiyor. En son ne zaman yemek alabilecek paraya sahip olduklarını dahi hatırlayamadığını söyleyen binlerce çocuğun işe alındığı madenlerde, çalışmalarını sağlamak için çocuklara iştah bastırıcı ilaçlar bile verildiği iddia ediliyor.
UNICEF'in hazırladığı raporlara göre 2014 yılında KDC'de çalışan madencilerin üçte biri erkek ve kız çocuklarından oluşuyordu. Çocukların genellikle maden dışında halledilen işlerde çalıştığı bilinirken, artan talebin karşılanması için bazı çocukların madenlere inmek zorunda kaldığı ve 12 saat çalıştırıldığı bildiriliyor.
Çinli şirketlerin son yıllarda kobalt madenlerinde etkili olması sonrasında bu sorunların bazılarında iyileşme yaşandığını aktaran The New Yorker, buna rağmen hala çevre sorunlarında ve işçi haklarında olması gereken seviyeden çok uzakta kalındığını aktardı.
Kobalt madenciliğinin neden olduğu ekonomik ve çevresel tahribat karşısında, kamuoyunda zaman zaman artan madenden vazgeçme ve alternatif pil teknolojisi keşfetme baskısına büyük şirketlerin hala elle tutulur bir cevap vermemiş olması, KDC ve diğer kobalt çıkarılan yerlerdeki şartların nasıl gelişeceği konusundaki soru işaretlerinin devam etmesine neden oluyor.
Kaynak: The New Yorker - The Dark Side of Congo's Cobalt Rush, Nicolas Niarchos