Uzun süredir Hollywood, dünyayı değiştiren şirketler ve bu şirketlerin kurucuları ile ilgili filmler yapıyor. Böylece şirketlerin kuruluş sürecini ve kurucuların hayatını seyirciyle buluşturuyor.
Mark Zuckerberg ve Steve Jobs bu filmlere konu olan girişimcilerden sadece ikisi. Biz de, henüz hayatı filmlere konu olmamış fakat olsa fena olmayacak girişimcilerden 11 tanesini sizler için derledik, ee tabi bir yandan da işin ekonomik boyutunu ele aldık. Karşınızda "Hayatı Film Olsa İzlenecek 11 Girişimci":
1. Ben Cohen ve Jerry Greenfield, Ben & Jerry’s

Ben Cohen ve Jerry Greenfield’ın hikayesi her girişimcinin bildiği inişler çıkışlar, başarılar ve hezimetlerle dolu. Fakat onların hikayesi her şeyden çok arkadaşlık içeriyor. Bu harika ikili adeta iyi insanların hayatta kazanamayacağıyla ilgili söylenen her sözü yalanlıyor.
Henüz ikisi de gençken birlikte bir iş kurmayı planlarlar ve akıllarına ilk gelen seçenek simit yani namı diğer "bagel" olur. Fakat şöyle bir sorun vardır, maalesef bunu söylemenin kibar bir yolu yok: Parasızdırlar. Gerekli ekipmanı almaya yetecek paraları olmadığı için yönlerini dondurma yapımına dönerler.
O zaman buldukları $5’lık dondurma yapımı kursuna katılırlar ve 1981 senesinde de ilk dondurma dükkanlarını açarlar. Eş kurucular $12.000’lık ki bu yatırımın $8000’i kendilerine ait $4000’i borçtur, bir yatırım yaparak ilk dükkanlarını açarlar.
Greenfield dondurma yapımından sorumluyken; Cohen tadımdan, servisten, taşımadan ve pazarlamadan sorumludur. Yalnız şöyle bir sorun vardır, ikisinin de arası parayla pek de iyi değildir. Hatta bir gün faturaları ödemek için dükkanı kapattıklarında kapılarına şöyle bir yazı asarlar: “Kapalıyız çünkü tam olarak ne döndüğünü anlamaya çalışıyoruz.” Sonunda bir uzmanın desteğine ihtiyaç duyduklarını kabullenirler ve şehrin gece kulübü sahibi Fred “Chico” Lager’ı işe alırlar. Böylece sonunda kar etmeye başlarlar.
Yıllar içinde işleri iyice büyütürler ve $12.000’lik yatırımı 2001 yılında Unilever’e $326 milyondan satarlar. Yıllar içinde tartışmalarla, davalarla, başkanlık ödülleriyle, çevresel mücadelelerle ve halkın sevgisiyle karşı karşıya kalmışlar. 30 yıl boyunca tüm yaşananlarla birlikte Greenfield ile Cohen arasında tek bir şey değişmedi: Arkadaşlıkları.
2. George Powell ve Stacy Peralta, Powell-Peralta

George Powell ve Stacy Peralta eğlenirken para da kazanılabileceğinin en büyük iki kanıtı. 1980’lerde ikili birlikte çalışmaya başladıktan sonra kaykaylarını daha yaratıcı yollarla satmaları gerektiğine karar vermiş ve Bones Brigade kaykay takımını kurmuşlar.
Powell ve Peralta bulundukları sektörde reklamın ve halkla ilişki kurmanın artık geleneksek yollarla olmayacağını, eğer gerçekten kullanıcıyla etkileşime geçmek istiyorlarsa daha otantik yollar denemeleri gerektiğini, sadece kullanılan teknolojiden bahsetmek yerine hayat tarzlarını da yansıtmaları gerektiğini düşünmüşler.
Bu fikirle yola çıkarak potansiyeli olan fakat henüz dünyaca tanınmamış yıldızları aramaya başlamışlar. Bu az tanınan yıldızlarla sektöre meydan okudular ve klasik kaykay numaralarıyla kendi geliştirdikleri numaraları birleştirerek filme almaya başlamışlar. Bu filmleri ve çektikleri fotoğrafları da dergilerle ve konusunda uzman medya organlarıyla paylaşmışlar.
Bu atletlerden ve yıldızlardan bazılarını tahmin edin desek ne dersiniz? Biz birkaç tane söyleyelim: Stevie Caballero, Tony Hawk, Tommy Guerrero ve Lance Mountain. Tanıdık geldi mi?
3. Jan Koum ve Brian Acton, WhatsApp

WhatsApp şu an iletişimde en sık kullanılan ve bu aralar çok sık konuşulan uygulamalardan biri. Peki bu uygulamanın kurucularının bir zamanlar Facebook’a iş başvurusunda bulunduğunu ve geri çevrildiklerini biliyor muydunuz?
Jan Koum, Ukrayna, Kiev’in temiz suyu bile olmayan kenar mahallelerinden birinden gelmekte. 16 yaşına geldiğinde annesini ve büyük annesini de yanına alarak ülkenin o zamanki kötü ortamından ayrılıp California’da küçük bir apartman dairesine yerleşir. Burada sosyal yardım alarak yaşamaya başlarlar. Koum daha sonra bir markette temizlik görevlisi olarak çalışmaya başlar. 18 yaşına geldiğinde programlamaya duyduğu ilgiyi geliştirmek için San Jose State University’e başvurmuş ve aynı zamanda Ernst & Young’da güvenlik denetçisi olarak çalışmaya başlamış. Sonunda da Yahoo!’da altyapı mühendisi olarak çalışmaya başlar.
Brian Acton ise Michigan’da doğmuştur. Stanford University’de bilgisayar mühendisliği üzerine öğrenim görmüş ve Rockwell International’da sistem yöneticisi, Apple ve Adobe Systems’da ürün denetimleri üzerine çalışmıştır. Yahoo! tarafından işe alınan 44. çalışan olması da cabası. Brian Acton 2000’lerde çoktan küçük bir servet sahibi olmuştu. Fakat yıllar içerisinde gerçekleşen “dot com” olayı milyonlar kaybetmiştir.
İkili Yahoo!’da çalışırken tanışmış birkaç sene sonra da birlikte Facebook’a başvuru yapmıştır fakat ikisi de reddedilir. 3 Ağustos 2009’da Acton Twitter üzerinden ”Az önce Facebook beni reddetti. Harika insanlarla tanışma şansı bulduğum mükemmel bir fırsattı. Sıradaki maceramı sabırsızlıkla bekliyorum.” paylaşımını yaptı.
Ocak 2009’da Jan Koum bir iPhone satın aldı. O dönem henüz 7 aylık olan App Store’un bakirliğini gördüğü anda aklına parlak bir fikir geldi. Asla reklam olmayan, basit bir kullanıcı deneyimi sunan ve kişilerin özel bilgilerini güvende tutup, mesajları depolamayan bir mesajlaşma uygulaması.
Bu fikirden altı sene sonra, Mark Zuckerberg, WhatsApp’i satın almak için onlara $19 milyar teklif etti.
4. Mel ve Patricia Ziegler, Banana Republic

Banana Republic’i duymuşsunuzdur. Profesyonel kadınlar için lüks ürünler tasarlayan bir markadır. Fakat markanın satış yapmanın s’sini bilmeyen evli bir çift tarafından kurulduğunu biliyor muydunuz?
Mel ve Patricia Ziegler, kullanılmış askeri kıyafetleri “bul, temizle ve yeni bir stilde sat” şeklinde bir fikir geliştirdiler. Çift biriktirdikleri $1.500’ı sermaye olarak kullanıp bir şirket yarattılar ve beş sene sonra 1983’te bu şirketi GAP’e sattılar. O zamanlar şirketin adı Banana Republic Travel and Safari Clothing Company’di ki GAP bu ismi kısaltarak Banana Republic olarak piyasaya sürdü.
Ziegler’lar öğrendikleri her şeyi birleştirip The Republic of Tea ve ZoZa.com’u kurdular. Bu çiftin girişimcilik hikayesi ne kadar ilgi çekici olsa da asıl ilgi çeken kısım çiftin iyisiyle kötüsüyle her anı birlikte yaşamış olması. Medyaya yansıyan ilginç olaylardan biri şöyle: Duygusal çiftimiz havaalanında eve dönüş yolundayken öyle bir kavga ediyorlar ki sonunda ayrı uçaklarla, aynı eve dönüş yapıyor.
5. Nick Woodman, GoPro

27 yaşında çoktan iki tane startup kurup sonunda başarısız olan, ve bu süreçte yatırımcılara milyonlarca dolar kaybettirmiş olan, Nick Woodman; Avustralya ve Endonezya’ya sörf gezisi yapmaya karar verir. Dalgalar arasındayken kendini filme çekebilmek için bu girişimci arkadaşımız lastik bant, kırılmış bir parça sörf tahtası ve Kodak kamerayla kendine bir alet yapar. GoPro’nun ilk prototipi de böyle ortaya çıkar.
Bu tatilden yıllar yıllar sonra Woodman, yaklaşık birikmiş değeri 2.4 milyar dolar ve dünyanın en meşhur atletleriyle, maceracılar ve markalarla iş yapıyor. Şirketini halka açarak servetini katladı ve GoPro sayesinde bir Emmy kazandı. 2014’te Birleşik Devletler’in en yüksek maaş alan CEO’su seçildi. Aynı zamanda çıldırmış yatırımcılara sahip, şirket karının %47’sini kaybetti, GoPro aleyhinde açılan birçok davayla yüz yüze geldi, 2016’da En Kötü CEO unvanını aldı ve “Çılgın Milyoner”i dublajladı. Yani bu adamın filminin çekilmesi için daha ne yapması gerekiyor?
6. Richard Branson, Virgin Group

Yüzyılın girişimcileri arasında parmakla gösterilen ve net serveti yaklaşık $4,1 milyar olan Richard Branson, şu an Virgin Group’un CEO’su. Şu anki duruma gelmeden önceki hayatı ise tam bir film konusu.
Branson, disleksi sorunu nedeniyle 16 yaşında liseyi yarım bırakmak zorunda kalmış fakat yine bu yaşta “Student ” ismiyle çıkardığı dergi zaman içerisinde 50.000 tiraja ulaşmıştır. Bunu Virgin Mail ordu Company takip etmiş, ismi Virgin Records olarak değişmiş ve Sex Pistols, Rolling Stones ve Genesis gibi ünlü gruplarla anlaşmalar imzalayan plak şirketi takip etmiştir. Bununla da yetinmeyen girişimcimiz 1984 yılında Virgin Atlantic Havayollarını kurmuş ve denizi en kısa sürede geçen havayolu firması olmayı başarmıştır. Doğal olarak da “Mavi Kurdele” ile ödüllendirilmiştir.
Bunları da eklemezsek olmaz; İngiltere Kraliçesi tarafından Şövalye ilan edilmiş, kendine bir ada satın almış ve Barack Obama’yla tatile çıkmıştır. Bir de Virgin Galactic var ki o başlı başına bir yazı konusu.
İnsanın gözü korkuyor değil mi? İşin ilginci bunca başarıya rağmen, ki yaptığı işleri saymak mutlaka gerekli, Richard Branson en çok mütevazi kişiliği ve esprili mizacıyla tanınıyor. Kendisinin başarılarının devamını diliyor ve artık Hollywood’un bu konuyla ilgili harekete geçmesini Ümit ediyoruz.
7. Sarah Blakey, Spanx

Sarah Blakey, avukat olmak isteyen fakat aldığı düşük notlar nedeniyle Disney World’de çalışmaya başlayan sonrasında da kapı kapı dolaşıp faks makineleri satan bir genç kızdır.
Satışta oldukça başarılıdır fakat eğlenmeyi de sever. Bir gün bir partiye hazırlanırken iç çamaşırlarıyla ilgili ilginç bir eksiklik fark eder ve konuyu araştırmaya başlar. 27 yaşında başka bir şehre taşınır ve iki sene içinde $5.000 tasarruf ederek fikrini geliştirir.
Sonunda cesaretini toplayıp ülkenin çamaşır üreticileriyle görüşmeye karar verir fakat hepsi Blakey’i geri çevirir. Blakey bu durum karşısında umutsuzluğa düşmek yerini fikrini sonuna kadar savunur ve sonunda ufak bir yatırımcı bulmayı başarır. Bu süreç tabii ki maliyet konusunda Blakey’i zorlamaktadır. Sonunda Spanx’in marka tescili için gereken paranın bir kısmını bile avukatından borç almak zorunda kalır.
Fakat sonunda bütün bu fedakarlıklar meyvesini verir. Spanx, ilk yılında $4 milyon, ikinci yılında ise $10 milyonluk hasılat gerçekleştirir.