Siz de tüm belgeselleri seyredenlerden misiniz? Tüm araştırmaları yaptınız mı? 1969 yılındaki Apollo 11 yolculuğunun Sovyet Rusya'yı yıpratmak amacıyla yapılmış bir propaganda olduğunu mu düşünüyorsunuz? O zaman durun ve bize vakit ayırın, zira bu yazıda insanoğlunun aya uzanan ve ötesine geçen macerasını anlatacağız.
Uzay, yıldızlar, güneş ve ay insanoğlunun her zaman ilgi odağı oldu. Medeniyetin beşiğinde Sümerler Zigguratları, Nil'in zengin havzasına yerleşen Mısırlılar veya Antik Amerika'nın matematikte gelişmiş milleti Mayalılar piramitlerini uzayı daha yakından gözlemlemek için inşa etti. Ama gelin buraları hızlıca ileri saralım. İnsanın yörüngeyi fethettiği dönemlere gidelim.
Mavi küre İkinci Dünya Savaşı ile sarsılırken Wernher von Braun, Nazi Almanyası'nda roket sanayisinin başındaki isimdi. Savaşın düğümünün çözüldüğü yıllarda V2 roketlerini geliştiren von Braun, 7 Eylül 1944 tarihinde ilk kez roketini deneme fırsatını yakaladı. Başarılı geçen ilk fırlatmanın ardından roket düşman kent Londra'ya ulaşınca von Braun tarihe geçecek şu sözleri söyledi: "Roket, yanlış gezegene iniş dışında mükemmel çalıştı."

Bu dönemde dünyadaki tek uzay öncüsü von Braun ve meslektaşı Hermann Oberth değildi. Sovyet Rusyasında çalışan Konstantin Tsiolkovski ve Amerika'da çalışmalarını yürüten Robert Goddard de uzay öncüleri arasında yer alıyordu. Savaş sonrası uzay yarışı meydanı bu iki deve kaldı.
Soğuk Savaş Dönemi
İkinci Dünya Savaşı 20. yüzyılın ortalarında sona erdikten sonra yeni bir çatışma başladı. Soğuk Savaş olarak bilinen bu savaş, dünyanın iki büyük gücünü, kapitalist ABD ve komünist Sovyetler Birliği'ni karşı karşıya getirdi. 1950'lerin sonlarından başlayarak, her iki taraf da teknolojisinin üstünlüğünü, askeri ateş gücünü ve buna bağlı olarak politik-ekonomik sistemini kanıtlamaya çalıştıkça, uzay bu rekabet için başka bir dramatik arena haline gelecekti.
Uzay Yarışı, 1955 yılında ABD'nin ilk yapay uyduyu uzaya fırlatmayı planladığını duyurduğunda bir sataşma olarak başladı. Buna karşılık, SSCB de "çok yakın gelecekte" bir uydu fırlatacağını söyledi. İki ülkenin siyasi düşmanlığı, tüm dünyanın izlediği bir uzay yarışına dönüştü.
4 Ekim 1957 tarihinde ise Sovyetler, ilk yapay uydu olan Sputnik 1'i uzaya fırlattı. Bu olay Amerika'yı derin bir şekilde sarstı. Öyle ki o dönem NASA'da görev alan matematikçi Katherine G Johnson günlüğünde kampüsteki havadan "Bütün mühendislerimiz, bunu önce başka birinin yapmasına kızmıştı." sözleriyle bahseder.

NASA mühendislerinin önünde daha zorlu günler yer alıyordu. Zira SSCB yaklaşık üç buçuk yıl sonra 12 Nisan 1961 tarihinde Yuri Gagarin'i uzaya gönderdi. Gagarin Vostock 1 uzay aracı ile birlikte dünya yörüngesinde bir tam tur atarak uzaya çıkan ilk insan oldu.
Bu durum Yuri Gagarin'i bir dünya kahramanı haline getirdi. İnsanoğlu yıldızlara hiç olmadığı kadar yakındı ve bu teknolojinin beşiği SSCB sayesindeydi. Ya da dünyada oluşan izlenim az çok buydu. Bu durum diğer dünya devi ABD'yi telaşlandırdı. O dönem ABD başkanı olan John F. Kennedy, seçimde sarf ettiği sözlerin aksine uzay projesine yüklü bir bütçe ayırdı.
Evet uzaya ilk uyduyu SSCB gönderdi. İlk canlıyı da köpek Laika ile yine Sovyetler gönderdi. Uzayda ilk insan, ilk mürettebatlı uçuş, ilk kadın ve ilk uzay yürüyüşü gibi kilometre taşları SSCB tarafından gerçekleştirildi. ABD'nin bu yarışta öne geçmesi için ise büyük bir planı vardı: İnsanlığın yıllardır imrendiği, yeri geldiğinde sevdanın kaynağı yeri geldiğinde felaketlerin habercisi yer geldiğinde ise bir tanrıça olan Ay'a ulaşmak.
NASA'nın ilk insanlı uçuş programı: Gemini
Sovyetlerin başarısından sonra ABD 1961 yılında Gemini programını başlattı. NASA bu projesinde, daha sonra aya yolculuk eden Apollo'ya öncülük edecek kapsül ve füzeleri test etmiş oldu.
NASA bu projeye İkizler takımyıldızının Latince karşılığı olan Gemini adını vermişti.
Ancak bu testlerin yanı sıra NASA, dönemin teknolojisi ile insanlığın uzaydaki sınırlarını zorladı. İlk iki Gemini uçuşu insansızdı. Bu testler uçuş güvenliğini test etmek için yapılmıştı. Astronotları taşıyan ilk uçuş Gemini 3 ise yeni aracı test etti. Gemini 4 uçuşunun misyonu, ilk ABD uzay yürüyüşünü içeriyordu. Gemini 5 bir haftadan fazla yörüngede kaldı. Gemini 6 ve 7 misyonları ise aynı anda uzaydaydı Gemini 7 iki hafta uzayda kaldı. Gemini 8, yörüngedeki başka bir insansız uzay aracına nasıl bağlanacağını çözmek için görevliydi.

Gemini 9 görevi, başka bir uzay aracının yakınında uçmanın farklı yollarını test etti. Ayrıca bir uzay yürüyüşünü de içeriyordu. Gemini 10, başka bir uzay aracıyla bağlantı kurdu ve motorlarını her iki aracı da hareket ettirmek için kullandı. Gemini 11 görevi, daha önceki herhangi bir NASA görevinden daha yükseğe uçtu. Son görev olan Gemini 12, daha önceki uzay yürüyüşlerinden kaynaklanan sorunları çözdü.
Gemini Programı Neden Önemliydi?
Gemini'den önce NASA'nın uzayda sınırlı deneyimi vardı. Önceki misyonlar, astronotların uzayda uçabileceklerini kanıtlamıştı.
Ancak insanlar aya inmeden önce NASA'nın birçok şeyi öğrenmesi gerekiyordu. Astronotlar uzayda birçok gün geçirdiklerinde neler olduğunu öğrenmek zorundaydı. Astronotların bir uzay giysisi içinde bir uzay aracının dışına nasıl çıkabileceğini öğrenmek zorundaydı. Uzayda iki uzay aracını birbirine nasıl bağlayacağını öğrenmek zorundaydı. Ay'a gitmek, tüm bunları yapmayı gerektirir. Gemini'den önce NASA bunların hiçbirini yapmamıştı. Gemini, NASA'nın hepsini yapabileceğini kanıtladı. Artık NASA Ay yolculuğuna hazırdı.
Apollo Programı: Hedef Ay
Gemini Programı 1967 yılında sonlanmıştı. NASA bu süreçte sahip olduğu teknolojinin sınırlarını test etmişti. Artık en başından beri hedefleri olan Ay'a inmeye hazırlardı.
Ancak program pek de umulduğu gibi başlamadı. 27 Ocak 1967'de Cape Kennedy'deki fırlatma rampasında bir ön uçuş testi için bekleyen mekikte bir trajedi yaşandı. Testi yapılan görev, Apollo'nun ilk mürettebatlı uçuşu olacaktı ve yaklaşık bir ay sonra, 21 Şubat 1967'de fırlatılması planlanıyordu.
Kapsülün elektrik donanımındaki oluşan sorun saf oksijen ile dolu kabinde yangına sebep oldu. Astronotlar Virgil Grissom, Edward White ve Roger Chaffee, komuta modülünde çıkan bu yangın sebebiyle saniyeler içerisinde hayatını kaybetti.

Bu üzücü kazanın ardından ilk insanlı Apollo seferi Apollo 7, 11 Ekim 1968'de gerçekleştirildi. Araç 11 gün uzayda kaldı ve dünyaya döndü. İki ay sonra gerçekleşen Apollo 8, hedef Ay'ın etrafında tur attı ve dünyaya geri döndü. Apollo 9'da ise dünya yörüngesi içerisinde Ay Modülü test edildi.
Ay Modülü, olası Ay seferinde mürettebatı uydudan alıp uzay gemisine geri getirecek modüldü. Bu modülün kusursuz çalışması mürettebatın geri dönmesi açısından büyük önem taşıyordu. Bu sebeple Apollo 9 hazırlık uçuşları arasında en önem taşıyan uçuştu.
Apollo 10 görevi ise iniş hariç, gerçek bir insanlı ay inişinin tüm yönlerini kapsıyordu. Bu görev, tam mürettebatlı bir Apollo uzay aracının Ay'ın etrafında hareket eden ilk uçuşuydu. Hedefler, ayrılmış ay modülünün veya Ay Modülü'nün planlanmış sekiz saatlik ay yörüngesini turlamasını ve CSM (ana gemi) ile yaklaşık 70 millik bir kenetlenmeden önce ay yüzeyinden yaklaşık dokuz mil uzağa inmesini içeriyordu. Bu iniş provasında toplanacak ilgili veriler, Dünya tabanlı mürettebatlı uzay uçuşu ağı izleme tekniklerini iyileştirmek ve LM programını kontrol etmek için ay potansiyeli veya yerçekimi etkisi ile ilgiliydi.
Dans öncesi küçük adımlar
Apollo 11 görevi ise 16 Temmuz 1969 tarihinde Cape Kennedy üssünden yapılan geri sayımla içerisinde Komutan Neil Armstrong, Komuta Modülü Pilotu Michael Collins ve Ay Modülü Pilotu Edwin "Buzz" Aldrin'in bulunduğu kapsülün yörüngeye fırlatılması ile başladı. Fırlatmadan yaklaşık üç saat sonra yörüngede gerçekleşen 48 saniyelik ikinci bir yanma Columbia Mekiğini Ay yörüngesine yerleştirdi.

Takvim 18 Temmuz'u gösterdiğinde Neil Amstrong ve Buzz Aldrin Ay'a iniş yapacak Eagle modülüne geçiş yaptı. Bu noktada ikili modülü kontrol edip, bir televizyon yayını gerçekleştirdi. 19 Temmuz'da Columbia, Ay Modülü'nün geri dönüşü için gerekli olan manevrayı yaptı.
İnsan için küçük bir adım...
Büyük gün ise 20 Temmuz'du. Astronot Neil Armstrong ve Edwin “Buzz” Aldrin, böcek şeklindeki, hantal ay modülü Eagle ile inişe uygun yumuşak bir yüzey bulmak için mekik yörüngesini terk etti. Ancak Ay'ın yüzeyine 690ft (210m) yaklaştıklarında, daha önce Apollo 10'un yardımıyla tespit edilen referans kraterleri ayırt etmek için ne kadar alçakta olduklarını fark ettiler.
Bu sebeple Armstrong, modülü manuel olarak çalıştırmaya başladı ve aracın inişini yavaşlattı. Önce 300ft (90m) ve ardından 200ft (60m)'ye indi. Kartal, planlanan yer olan “Huzur Denizi” adlı tozlu ve çıkıntılı görünümlü yumuşak iniş yüzeyini sıyırdı. Yaklaşık 4 mil (6,5 km) uzakta, Armstrong aşağıda gördüklerini bildirdi: "VW Beetle büyüklüğünde kayalarla ürkütücü bir zemin. Buraya inmek intihar olur."

Armstrong, aracı güvenli bir şekilde kayaların üzerinde hızlandırırken, Houston'daki Görev Kontrol Merkezi'nde korkunç bir endişe ortaya çıktı. İniş tankında sadece 60 saniyelik yakıt kalmıştı: Ya Armstrong bu zamanda inecek bir yer bulacaktı ya da yoldaşı Aldrin, kalkış tankını harekete geçirerek görevi sona erdirmek zorunda kalacaktı. Kartal 40ft (12m), ardından 30ft (9m) yüksekliğe indi. Bu yükseltiyi sağlayacak motor, yukarı kaldırma imkanı olmadan yere çarpabilirdi.
Armstrong, iniş motoru yakıtının son damlalarını kullanarak modülü Ay yüzeyine indirdi. Aldrin, Ay'ın tozlu yüzeyinin modülün ağırlığını taşımaması veya modülün hasarlı görünmesi durumunda fırlatma motorunu ateşlemek ve mekiğe geri dönerek görevi bitirmek için hazır bekliyordu.

Ama her şey yolunda gitti ve dünyadaki Görev Kontrol Birimi, Armstrong'un sesini statik hışırtılar arasında duydu; "Houston, Huzur üssü burada. Kartal indi.”
İnsanlık için dev bir adım!
Armstrong'un bu sözleri, 12 yıl önce Rusya'nın dünyanın etrafında dönen ilk uyduyu yerleştirmesiyle başlayan Uzay Yarışı'nın son noktasıydı. 1961'de Başkan Kennedy, ülkesine Ay'a ilk ayak basacak kişinin 60'ların sonunda gönderileceği sözünü vermişti.
Ve sonunda da Ay'a inişten altı saat sonra Armstrong, parlak uzay giysisiyle merdivenden aşağı indi. Tozlu yüzeye adımını atıp düşük yerçekimi nedeniyle sıçrarken, o sırada tarihi olayı canlı takip etmekte olan 650 milyon kişiye bu özel uzay görevinin idealizmini yansıtan ünlü sözleri “İnsan için küçük bir adım, insanlık için dev bir adım” söyledi. Armstrong'un ardından Aldrin Ay yüzeyine inerek Dünya dışında bir toprakta yürüme hayalini gerçekleştirmiş oldu. İki astronot, Ay yüzeyinde geçirdikleri 13 saat boyunca kaya parçaları topladılar, deneyler yaptılar ve ardından kalkışa hazırlandılar.

Kalkış da iniş kadar gergin gerçekleşti; zira motorlar arızalanırsa hayatta kalamazlardı. Nihayet her şey iyi gitti; Ay modülünün bacakları fırlatma rampası olarak kullanıldı ve yükselme motorunu ateşlediler. Modül, Michael Collins'in onları beklediği ana modül Columbia ile yeniden bir araya geldi. Mürettebat, Dünya'ya dönüşü başlatmak için servis modülü motorunu ateşledi.

Dünya atmosferine girdikten sonra hava sürtünmesi nedeniyle yavaşlayan komuta modülü, paraşüt yardımıyla Pasifik Okyanusu'na indi. 24 Temmuz'daki inişin ardından mürettebat, cankurtaran sandalına dönüşen uzay aracının içinde Dünya'da bir denizde sallanmanın mutluluğunu yaşadı. Ardından kurtarılan astronotlar, kendilerinin veya Ay'dan getirdikleri kargonun bilinmeyen bir Ay mikrobu taşıması ve tüm dünyaya yayılması ihtimaline karşı 17 gün boyunca izole edildi. "Tehlike geçti" işaretinden sonra, hepsi gecikmiş karşılama için hazırdı. Bu, Apollo 11'in Ay'a seyahat edip Dünya'ya geri döndüğünde olanların hikayesiydi.
NASA, Apollo 11 sonrası beş başarılı Apollo uçuşu daha gerçekleştirdi. Toplamda on astronot daha Ay'a adım atmış oldu: Pete Conrad, Alan Bean, Alan Shepard, Edgar Mitchell, David Scott, James Irwin, John Young, Charles Duke ve Harrison Schmitt. Böylelikle 12 insan evladı Ay'a ayak basmış oldu.
Apollo Sonrası
Apollo Programını, ondan önce gerçekleştirilen Gemini hatta Mercury programları ile bir düşünmek gerekiyor. On yılı aşan süre içerisinde NASA, sıfırdan uzaya nasıl gidileceğini, dönüleceğini, ne şartlarda yörüngede kalabileceğini, yörüngeden nasıl Ay'a gideceğini, Ay'ın yörüngesinden nasıl yüzeye ineceğini, yüzeyden tekrar ana gemiye nasıl ağlanacağını ve ana geminin Dünya'ya nasıl geri döneceği ve daha birçok sorunun cevabını bulmuş oldu.

Bu süreç de Apollo ile sonlanmış oldu. ABD bu programlar için önemli bir bütçe harcadı. Mühendis, matematikçi, pilot, teknisyen; görevi ne olursa olsun binlerce kişi bu görevlerde ter hatta yeri geldiğinde kan döktü. En nihayetinde de NASA başarılı oldu.
Ay'ın ötesi için ise eldeki teknoloji ve bilgi yeterli değildi. Bunun için aşırı bütçe harcamaktan kaçınan NASA, tekrardan bilgi toplama dönemine girdi. Bu dönemde Ay'ın çok ötesine, uzayın sınırlarına doğru insansız araçlar gönderildi. Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerden, sistemin de ötesinden bilgiler toplandı. Yörüngede çok uluslu bir Uzay İstasyonu inşasına başlandı. Bir zamanların ezeli rakipleri Amerikanlar ve Ruslar uzayda ortak çalışmalar yürütmeye başladı.

Günümüzde ise uzay turizmden endüstriye pek çok sektörün geleceği için önem arz ediyor. Gelişen teknoloji, tekrar kullanılabileceğimiz roketler inşa etmemize, daha az enerji ile yolculuk etmemize ve hatta koloniler kurmamıza olanak sağlıyor. Bu birkaç yılda ortaya çıkmış bir gelişme değil. Apollo ve sonrası pek çok ülkenin yürüttüğü uzay çalışmalarının olgunlaşan meyvesi.
Bu meyve de özel şirketlerin ilgisini cezbetmiş durumda. Elon Musk, Jeff Bezos ve diğer girişimciler kendilerine hedef olarak uzayı belirledi. NASA'nın bu şirketler ortaklığında yürüteceği Artemis programıyla Ay'a tekrar dönmesi bekleniyor. Ancak insanlık onun da ötesine geçmeye hazır bu sefer. Yakın bir gelecekte insanlık kızıl gezegen Mars'a adım atabilir.

İnsanlık bir gün tekrar Ay'a gidecek. Onun ötesine ulaşıp Mars'a da adım atacak. Hatta orada koloni bile kuracak. Önce Güneş Sistemi'ne sonrasında da ötesine ulaşacak. Bin yıllardır insanın içerisinde yatan uzay aşkı, bundan sonraki bin yıllarda da içerisinde var olmaya devam edecek.
"Sen bizim arkadaşımızsın ve her zaman öyle kalacaksın."
Bugüne kadar insanlığın uzay macerasında ölen tüm astronotlar:

- Valentin Bondarenko - 23 Mart 1961 - İrtifa Odasında Yangın
- Theodore Freeman - 31 Ekim 1964 - Test Uçuşu Kazası
- Elliot See - 28 Şubat 1966 - Test Uçuşu Kazası
- Charles Bassett - 28 Şubat 1966 - Test Uçuşu Kazası
- Virgil "Gus" Grissom - 27 Ocak 1967 - Fırlatma Öncesi Kapsülde Çıkan Yangın
- Ed White - 27 Ocak 1967 - Fırlatma Öncesi Kapsülde Çıkan Yangın
- Roger Chaffee - 27 Ocak 1967 - Fırlatma Öncesi Kapsülde Çıkan Yangın
- Clifton Williams - 5 Ekim 1967 - Test Uçuşu Kazası
- Robert Henry Lawrance Jr. - 8 Aralık 1967 - Test Uçuşu Kazası
- Vladimir Komarov - 24 Nisan 1967 - Paraşüt Hatası
- Micheal J. Adams - 15 Kasım 1967 - Kontrol Hatası
- Georgy Dobrovolsky - 30 Haziran 1971 - Uzayda Dekompresyon
- Viktor Patsayev - 30 Haziran 1971 - Uzayda Dekompresyon
- Vladislav Volkov - 30 Haziran 1971 - Uzayda Dekompresyon
- Gregory Jarvis - 28 Ocak 1986 - Fırlatma Sırasında Araç Parçalanması
- Christa McAuliffe - 28 Ocak 1986 - Fırlatma Sırasında Araç Parçalanması
- Ronald McNair - 28 Ocak 1986 - Fırlatma Sırasında Araç Parçalanması
- Ellison Onizuka - 28 Ocak 1986 - Fırlatma Sırasında Araç Parçalanması
- Judith Resnik - 28 Ocak 1986 - Fırlatma Sırasında Araç Parçalanması
- Micheal J. Smith - 28 Ocak 1986 - Fırlatma Sırasında Araç Parçalanması
- Dick Scobee - 28 Ocak 1986 - Fırlatma Sırasında Araç Parçalanması
- SergeiVozovikov - 11 Temmuz 1993 - Kurtarma Eğitimi Kazası
- Rick D. Husband
- William C. McCool - 1 Şubat 2003 - Yeniden Girişte Araç Parçalanması
- Micheal P. Anderson - 1 Şubat 2003 - Yeniden Girişte Araç Parçalanması
- David M. Brown - 1 Şubat 2003 - Yeniden Girişte Araç Parçalanması
- Kalpana Chawla - 1 Şubat 2003 - Yeniden Girişte Araç Parçalanması
- Laurel Clark - 1 Şubat 2003 - Yeniden Girişte Araç Parçalanması
- Ilan Ramon - 1 Şubat 2003 - Yeniden Girişte Araç Parçalanması
- Micheal Alsbury - 31 Ekim 2014 - Test Uçuşu Kazası