Startup dünyasında şüphesiz iki ana aktör bulunmaktadır. Yatırımcı ve girişimci. Yatırımcılar kendi kriterlerine en uygun girişimi en uygun fonlamayla ararken girişimciler de yapabilecekleri işleri özellikle hızlandırmak için belli yatırımlar ararlar. Bu konuda dünyanın sayılı yatırım firmaları arasında gösterilen 500 Startups İstanbul'un partnerlerinden Enis Hulli dün, İstanbul'da, helo! - Hamam Entrepreneurship Lounge'daki etkinlikte girişimcilerle bir araya geldi.

Beepeer ekibi olarak biz de Hulli'nin dinleyicileri arasında yerimizi aldık. Enis Hulli'nin, yatırımcıların girişimlerde aradıklarından ve aramadıklarından, dünya geneline bakıldığı zaman startup ekosistemin hangi konumda olduğuna dek birçok konudan bahsettiği söyleşi oldukça keyifli geçti. Biz de sizler için bu sohbetin satır başlarını derledik. Bir yatırımcının gözünden startup ekosistemi:

"Ben Enis olarak takıma yatırım yapıyorum."

Enis Hulli, sohbetin başında ''gerçek'' lider melek yatırımcıların Türkiye'de çok az bulunduğunu belirtiyor ve lider melek yatırımcıyı; zamanının yarısını buna ayıran ve her ay belli bir bütçesini bu iş için revize eden kişi olarak tanımlıyor. Türkiye'de bulunan melek yatırımcıların çoğunun zamanının küçük bir kısmını bu işe ayırdıklarını ve ay başına çok az görüşme yaptıklarını söylüyor.

Open VC Days 1, helo! - Hamam Entrepreneurship Lounge'da Orhan Bayram moderatörlüğünde gerçekleşti.

Hulli, 2016 yılında 500 olarak yatırım yapmaya başladıklarında öncelikle takıma yatırım yaptıklarını fakat bunu yaparken arka planda pazaryerine, teknolojiye, ürüne bakarak karar verdiklerini belirtiyor. Ancak günümüzde geldiklerinde takım haricinde kalanların hepsinin tabiri caizse öldüğünü belirtiyor ve o soruları ancak takımı daha da anlamlaştırmak için yönelttiklerini söylüyor ve ekliyor; ''Eğer bir takıma teknolojik ürün sorduysak bu demek oluyor ki; biz takımın teknoloji kabiliyetine inanamadık ve inanmıyoruz; bari bunu bir ürünle destekleyelim, somutlaştıralım."

"Yani ben Enis olarak konuşacak olursam sadece takıma yatırım yapıyorum. Eğer teknoloji hakkında, pazar hakkında soru soruyorsam o takıma, kafamda takımı daha iyi değerlendirmek için oluyor.'' Hulli, eğer gerçekten takımı yeteri gördüklerini fark ederlerse o an fikir aşamasını dahi geçip bir şirkette full-time çalışırken bile yatırım yaptıklarını ifade ediyor.

Önemli olan yüzde 0.2'de olmak

Yatırım süreçlerinin işleyişi hakkında bilgi verirken Enis Hulli, 500'e ister LinkedIn'den ister e-mail yoluyla isterseniz de web sitesinden başvuru imkanınızın olduğunu söylüyor ancak bu noktada çok kritik bir noktaya dokunuyor. Bu sene içerisinde yapılan yaklaşık 4 bin şirket incelemesinden ancak 700'üyle ilk görüşmenin yapıldığını, geri kalanlarının görüşme yapılabilecek değerde olmayabildiğini söylüyor. İlk görüşmeden ikinci görüşmeye geçen şirketlerin yaklaşık 250'yi bulduğunu, deep dive dedikleri üçüncü görüşmelerinin ise 50 şirketle sınırlı kaldığını belirtiyor ve asıl dikkat edilmesi gereken nokta burada başlıyor.

Oldukça önemli olan üçüncü görüşmeye gelen bu 50 şirketin hiçbiri yukarıda bahsettiğimiz başvurular yoluyla gelmemiş oluyor. Ya bir network aracılığıyla geliyor ya da 500'ün dışarıya dönük yaptığı çalışmalar sırasında keşfettiği girişimler arasında yer alıyor. Sonuç olarak baktığımızda ise karşımıza şu çıkıyor:

Eğer iyi bir girişim olduğunuzu düşünüyorsanız, hedef girişimler arasında olmanız gereken aralık yüzde 1 bile değil, sadece yüzde 0.2.

"Fikrim var" aydınlanması her şey değil

Girişimciler için önemli bir konu olan ''hata'' konusunda da en çok rastladığı sorunun, gayet iyi hazırlanan ve geliştirilen bir ürüne uygun pazarı bulamayıp satış modeli ve iş stratejisinin geliştirilememiş olmasını örnek gösteriyor Enis Hulli. Kurucuların, sadece ürünle ilerleyebileceklerini düşündüğünü ancak bunun yanında iyi bir iş stratejisinin ve sıkı bir çalışmanın olmadan mümkün olmadığını belirtiyor. Bir diğer sorun olarak da özellikle ilk müşterilerinin taleplerine göre şekillenen girişimlerin doğru bir yol izlemediğini, daha önce işe başladıkları zaman yaptıkları karşılarında girişimin yaptığı iş ile 2 sene sonrasında yaptığı işin uyuşmadığına şahit olduklarını söyledi.

"Fikir dediğiniz şey zaman zaman sizi olgunlaştıran ve bir şeyi araştırırken her yeni bir gelişme buldukça şaşıracağınız bir kavram."

Etkinliğin ilerleyen kısımlarında interaktif olarak katılımcıların da sorularını yanıtlayan Enis Hulli; "Girişimciden duyduğunuz an o işten soğuduğunuz, gerisini dinlemeye gerek yok dediğiniz cümle nedir?" sorusunu şu şekilde cevapladı: ''Girişimin ortaya çıkışını anlatırken kullanılan 'fikrim geldi, bir fikrim var' şeklinde aydınlanmalar bizi çekmiyor. Fikir dediğiniz şey zaman zaman sizi olgunlaştıran ve bir şeyi araştırırken her yeni bir gelişme buldukça şaşıracağınız bir kavram. Bir anda değil bir süreç sonrasında gelebilecek bir olgu bu.". Onu olumsuz etkileyen bir diğer durumun ise ''rakibimiz yok ve hepsinden farklıyız" kalıpları olduğunu belirtiyor. Bir girişim elbette rakiplerinden bazı alanlarda farklılık gösterir fakat temel ve müthiş bir farklılık olmalı ki onun etrafı diğer bileşenler ile süslenebilsin.