Son birkaç yılda doğal afetlerin görülme sıklığı arttı. Sel ve taşkın geçmişten beri milyonlarca insanı etkilemiş, can ve mal kayıplarına sebep olmuştur. Bazı ülkeler; kaynak, altyapı ve afete hazırlık sistemlerinden yoksun oldukları için sel felaketlerinden daha fazla etkilenmektedir.
Yapılan araştırmalara göre sel ve taşkınlar insan sağlığını iki şekilde etkiler; doğrudan ya da dolaylı olarak. Doğrudan etkiler genellikle sel suyundan kaynaklanan etkilerdir. Boğulmalar, yaralanmalar veya kayıplar doğrudan etkilere girer. Dolaylı etkiler ise selden zarar gören diğer kaynakların sebep olduğu etkilerdir. Bunlar; sudan kaynaklanan enfeksiyonlar, taşkın suyu içinde serbest kalan kimyasalların akut ve kronik etkileri, yiyecek yetersizliği gibi etkilerdir.
Konumuz olan salgın hastalıklara bakacak olursak:
Sel ve taşkınların çeşitli salgın hastalıklara neden olduğu araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Doğal afetler arasında en çok bulaşıcı hastalık görüleni sel ve taşkınlardır. Çünkü sel ve taşkın olayı esnasında çoğunlukla su şebekeleri ve arıtma sistemleri zarar görmekte, kanalizasyonda taşmalar oluşmakta, insan ve hayvan atıkları içme suyuna karışarak içme suyunun kirlenmesine sebep olmaktadır.
Sel ile bulaşıcı/salgın hastalık ilişkisi şu şekilde seyreder
Sel sonrası ilk üç gün salgın hastalık görülmez, dördüncü günden, dördüncü haftaya kadar bulaşıcı hastalıklarla karşılaşmaya başlanır. Dördüncü haftadan sonra uzun kuluçka dönemleri olan, enfeksiyonlara yakalanan veya gizli tip enfeksiyonları olan sel mağdurlarının septomlarının belirgin olarak görüldüğü dönemdir. Sel bölgesinde selden önce var olan hastalıkların salgına dönüştüğü de görülmektedir.

Sel ve taşkından etkilenen insanların sağlıklı temiz suya ulaşamaması en temel problemdir. Su ve gıdayla bulaşan hastalıkların artması beklenir. Kirli suyla direkt temas sonucunda; yara enfeksiyonları, kulak, burun boğaz enfeksiyonları, deri ve göz enfeksiyonları oluşabilir. Ayrıca suyla temas eden insanlara bazı hayvan hastalıkları bulaşabilir. Fare gibi kemirici hayvanlar sel ortamında artar ve fare idrarının sel sularına karışması da ciltlere temas halinde “leptospiroz” denilen hastalığa sebep olur. İzmir’de 1995 Kasım’da yaşanan, 62 kişinin vefat ettiği selden sonra toplam yedi kişide deri enfeksiyonları saptanmıştır ve bunlardan biri hayatını kaybetmiştir.

2000 yılında Hindistan ve Tayland’da sel felaketinden etkilenenler üzerinde yapılan araştırmalar sonucu leptospiroz salgınları saptanmıştır. Sivrisineklerin üreme alanlarında bir artış olması, sıtma gibi hastalıkları çoğaltmaktadır. Sel ve taşkınlardan etkilenen ev ve ev eşyaları taşkından sonra da etkilenmeye devam eder bu da sağlık sorunlarını uzun döneme yayar. Ayrıca ev ve tarımsal alanlarda zehirli mantarların yayılma riski de her zaman vardır.